12-11-2013, 08:51 AM
Albert Einstein; Alman kökenli ABD’lifizıkçi (Ulm 1879 – Princeton 1955).
Ailesi Münih’ten Milano’ya göçünce orta öğrenimini Aarau’da (İsviçre) bir lisede tamamladı (1896). Aynı yıl yazıldığı Zürich Politeknik Enstitüsü’nü-Okulu’nu (Eidgenössische Technische Hochschule) 1900′de bitirdi. Bern’de bir patent bürosunda teknik uzmanlık yaparken bir yandan da makaleler yayımlamaya başladı (1905). Molekül boyutlarının hesaplanmasma yönelik çalışması Bern Üniversitesi tarafından onaylanınca 1909′da Cenevre Üniversitesi’nden onur doktorası aldı ve Zürich Üniversitesi’nde kuramsal fizik dersleri vermeye başladı. 1911′de kuramsal fizik profesörü oldu ve bir yıl Prag’da Alman Üniversitesi’nde kürsü başkanlığı yaptı. Sonra Zürich Politeknik Okulu’nda aynı göreve getirildi. 1914′te Kaiser Wilhelm Enstitüsü’nde fizik bölümü yöneticiliğine geçti, aynı zamanda Prusya Bilimler Akademisi’nde ders vermeye başladı. 4 Kasım 1914′te Berlin Bilimler Akademisi’ne sunduğu “genel görecelik kuramı” geniş ilgiyle karşılandı. Londra’ da Royal Society ve Astronomi Derneği’nin düzenlediği bilimsel toplantılarda tartışıldı. Bu arada kazandığı geniş saygınlığın yol açtığı kıskançlığa Yahudi kökenli oluşu da eklenince, Nazi yanlısı fizikçi P. Lenard’ın desteğiyle aleyhinde bir kampanya başlatıldı. Görecelilik kuramı “Yahudi bilimi” olarak gösterilmeye çalışıldı. Kuvantum kuramım ışık enerjisine uygulayarak ulaştığı fotoelektrik kuramıyla 1921 Nobel Fizik Ödülü’nü alınca tepkilerin artması üzerine Berlin’de kalması tehlikeli duruma geldiyse de arkadaşlarının desteğiyle uzunca bir süre direndi. 1933′te Hitler’in yönetime gelmesi üzerine 1932′de öğretim göreviyle gittiği ABD’den dönmedi, Princeton Üniversitesi’nde görev aldı ve ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Kendi bulduğu “maddenin sakinimi yasası” (E=m.c^2 eşitliği) Einstein Eşitliği ve 1938′de Alman Otto Hahn‘ın bulduğu uranyum bölünmesinin silah yapımına yansıyacağı kaygısıyla Teller, Wigner ve Szilard gibi fizikçilerin ısrarıyla, yeni bir dünya savaşını önleyebilecek atom bombasının Almanya’dan önce yapılması konusunda Roosevelt’e yazdığı mektup yüzünden “atom bombasının babası” olarak katı eleştirilere uğradı. Savaş sonrası Bertrand Russel‘ın yanında barışı korumak yolunda yoğun çabalar harcadı. İsrail Devleti’nin kuruluşu yolunda da çeşitli çabaları görülen Einstein, 1952′de İsrail’in ilk devlet başkanı Weizman’in ölümü üzerine cumhurbaşkanlığı’na getirilmek istendiyse de bunu kabul etmedi. Danimarkalı fizikçi Niels Bohr ile birlikte “kuvantum kuramı” ve “dalga mekaniği”nin temellerini kuran Einstein; gravitasyon, elektrik ve kuvantum olaylarını bir çatı altında birleştirmeyi amaçlayan “birleşik alanlar kuramı” üzerinde çalışmaları sonucu simetrik olmayan bir tensor kavramından yola çıkarak gravitasyon denklemlerinin bir genellemesi olan sonuca ulaşmayı başardı. Ölümünden sonra bulunan 99 numaralı element onun adından yola çıkarak “einsteinium” diye adlandırıldı:
100. doğum yıldönümü nedeniyle Chicago’da kurulan Albert Einstein Barış Ödülü 1979′dan bu yana her yıl barışa hizmet eden bir kişiye verilir. Şimdiye kadar bu ödülü alanlar; ABD eski Savunma Bakanı Robert McNamara. ABD Moskova eski Büyükelçisi George Kennam, İsveçli eski diplomat Alva Myrdal, Kanada eski Başbakanı Pierro Eliot Trudeau ve Federal Almanya SDP lideri, eski Başbakan Willy Brandt oldu.
Einstein Eşitliği. (Maddenin Sıkınımı Yasası). E=m.c^2 formülü ile verilen temel eşitlik. Çağdaş fiziğin kurucularından A. Einstein’m bulduğu bu eşitliğe göre kütlesi m olan her taneciği bir E enerjisi karşılar, c ışığın boşluktaki hızıdır. Bu eşitliğe göre kütle ve enerji maddenin iki değişik biçimidir. Bir başka deyişle madde enerjiye dönüşebildiği gbi enerji de maddeye dönüşebilir. Einstein eşitliğine göre m kütleli bir cimin enerjisi A E kadar değişirse, kütlesi de A m kadar değişir. A E=A m.c^2.
Ailesi Münih’ten Milano’ya göçünce orta öğrenimini Aarau’da (İsviçre) bir lisede tamamladı (1896). Aynı yıl yazıldığı Zürich Politeknik Enstitüsü’nü-Okulu’nu (Eidgenössische Technische Hochschule) 1900′de bitirdi. Bern’de bir patent bürosunda teknik uzmanlık yaparken bir yandan da makaleler yayımlamaya başladı (1905). Molekül boyutlarının hesaplanmasma yönelik çalışması Bern Üniversitesi tarafından onaylanınca 1909′da Cenevre Üniversitesi’nden onur doktorası aldı ve Zürich Üniversitesi’nde kuramsal fizik dersleri vermeye başladı. 1911′de kuramsal fizik profesörü oldu ve bir yıl Prag’da Alman Üniversitesi’nde kürsü başkanlığı yaptı. Sonra Zürich Politeknik Okulu’nda aynı göreve getirildi. 1914′te Kaiser Wilhelm Enstitüsü’nde fizik bölümü yöneticiliğine geçti, aynı zamanda Prusya Bilimler Akademisi’nde ders vermeye başladı. 4 Kasım 1914′te Berlin Bilimler Akademisi’ne sunduğu “genel görecelik kuramı” geniş ilgiyle karşılandı. Londra’ da Royal Society ve Astronomi Derneği’nin düzenlediği bilimsel toplantılarda tartışıldı. Bu arada kazandığı geniş saygınlığın yol açtığı kıskançlığa Yahudi kökenli oluşu da eklenince, Nazi yanlısı fizikçi P. Lenard’ın desteğiyle aleyhinde bir kampanya başlatıldı. Görecelilik kuramı “Yahudi bilimi” olarak gösterilmeye çalışıldı. Kuvantum kuramım ışık enerjisine uygulayarak ulaştığı fotoelektrik kuramıyla 1921 Nobel Fizik Ödülü’nü alınca tepkilerin artması üzerine Berlin’de kalması tehlikeli duruma geldiyse de arkadaşlarının desteğiyle uzunca bir süre direndi. 1933′te Hitler’in yönetime gelmesi üzerine 1932′de öğretim göreviyle gittiği ABD’den dönmedi, Princeton Üniversitesi’nde görev aldı ve ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Kendi bulduğu “maddenin sakinimi yasası” (E=m.c^2 eşitliği) Einstein Eşitliği ve 1938′de Alman Otto Hahn‘ın bulduğu uranyum bölünmesinin silah yapımına yansıyacağı kaygısıyla Teller, Wigner ve Szilard gibi fizikçilerin ısrarıyla, yeni bir dünya savaşını önleyebilecek atom bombasının Almanya’dan önce yapılması konusunda Roosevelt’e yazdığı mektup yüzünden “atom bombasının babası” olarak katı eleştirilere uğradı. Savaş sonrası Bertrand Russel‘ın yanında barışı korumak yolunda yoğun çabalar harcadı. İsrail Devleti’nin kuruluşu yolunda da çeşitli çabaları görülen Einstein, 1952′de İsrail’in ilk devlet başkanı Weizman’in ölümü üzerine cumhurbaşkanlığı’na getirilmek istendiyse de bunu kabul etmedi. Danimarkalı fizikçi Niels Bohr ile birlikte “kuvantum kuramı” ve “dalga mekaniği”nin temellerini kuran Einstein; gravitasyon, elektrik ve kuvantum olaylarını bir çatı altında birleştirmeyi amaçlayan “birleşik alanlar kuramı” üzerinde çalışmaları sonucu simetrik olmayan bir tensor kavramından yola çıkarak gravitasyon denklemlerinin bir genellemesi olan sonuca ulaşmayı başardı. Ölümünden sonra bulunan 99 numaralı element onun adından yola çıkarak “einsteinium” diye adlandırıldı:
100. doğum yıldönümü nedeniyle Chicago’da kurulan Albert Einstein Barış Ödülü 1979′dan bu yana her yıl barışa hizmet eden bir kişiye verilir. Şimdiye kadar bu ödülü alanlar; ABD eski Savunma Bakanı Robert McNamara. ABD Moskova eski Büyükelçisi George Kennam, İsveçli eski diplomat Alva Myrdal, Kanada eski Başbakanı Pierro Eliot Trudeau ve Federal Almanya SDP lideri, eski Başbakan Willy Brandt oldu.
Einstein Eşitliği. (Maddenin Sıkınımı Yasası). E=m.c^2 formülü ile verilen temel eşitlik. Çağdaş fiziğin kurucularından A. Einstein’m bulduğu bu eşitliğe göre kütlesi m olan her taneciği bir E enerjisi karşılar, c ışığın boşluktaki hızıdır. Bu eşitliğe göre kütle ve enerji maddenin iki değişik biçimidir. Bir başka deyişle madde enerjiye dönüşebildiği gbi enerji de maddeye dönüşebilir. Einstein eşitliğine göre m kütleli bir cimin enerjisi A E kadar değişirse, kütlesi de A m kadar değişir. A E=A m.c^2.